EVLER

Formun Üstü

Formun Altı

Formun Üstü

Formun Altı

Trakya'nın Batısında "Penceresizlik"

 

Hiç düşündünüz mü dostlar! Başlarında çeyizler için en ince dantellerin, en güzel oyaların hayallerle sevişerek ilmek ilmek örüldüğü pencereleri... Gözlerin daha bir meraklı sevgiliyi bekleyip, yüreklerin derin derin güzel hayallere daldığı pencereleri... Hiç düşündünüz mü dostlar önlerinde anlamsız anlamsız uzaklara baktıran bazen de efkârımıza efkâr katan pencereleri... Sımsıcak oylumlarda buğu damlacıklarının şiir gibi süzülüp sıcak nefeslerin puslandırdığı pencereleri. Hiç düşündünüz mü dostlar minik yavrularımızın öğrendiği ilk harfi, üzerindeki buğulara yazdığı pencereleri... Şarkılara türkülere nice şiirlere konu olan pencereleri... Önlerinde sevgililerin perde aralığından göz kırptığı pencereleri. Evet bu yazımda sizlere pencerelerden söz edeceğim. Ama, Trakya'nın Batısının pencerelerinden... kalın mimarlık tarihi kitaplarında bile benzerlerine kolay kolay rastlayamayacağımız, bizim pencerelerimizden... hani beğenmeyip sözde modern yaşamamıza uymadığını iddia edip, kaçak da olsa yıkıp, yerlerine beton yığınlarını veyahut "evimsi" yapıları diktiğimiz bizim evlerimizin, balkan evlerimizin, Batı Trakya Geleneksel Türk Mimarisi'nin kireç kokan oylumlarının pencerelerinden... hani bizde adının "saçak" olduğu sofalardan ışığı daha bir gizemli süzen, önlerinde yatay yuvarlak kesitli dökme demirlerin parmaklık olup ışığın doya doya oylumlarla sevişemediği pencerelerden...

Öncelikle "pencere" kelimesinin tam olarak karşılığına bakacak olursak; "Yapıları veya ulaşım araçlarını aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen araç" cümlesi Türk Dil Kurumu Sözlüğü'nde, "Dışarısını görmek, hava ve ışık almak için duvarlarda yapılan ve doğrama ile camdan meydana gelen açma" cümlesi ise Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü'nde karşımıza çıkacaktır.

Topografya ve güneş; pencerelerin nasıl ve ne yönde olacağını belirleyen etkenlerin başında gelir. İklime, çevrenin doğal güzelliklerine, manzaraya, çevre verilerine, güneşin konumuna ve imar yönetmelikleri esaslarına göre, pencereler yapılarımızda şekillenip, hayatımızın içine girerler.

Mimari açıdan ele alındığında "pencereler"; ilk olarak, mekânlara doğru ve yeterli ışığı almak, ikinci olarak, mekânlar içerisinden dışarısını seyretmek ve iç mekânlar ile dış mekânlar arasında görsel ilişki kurmak, üçüncü olarak da, mekânlar içerisindeki hava sirkülasyonunu sağlamak amacıyla yapılırlar. Duvarlarda, tabanda ve tavanda yapılmaları mümkündür. Ki; pencerenin tavanda yapılan örnekleri, Batı Trakya Geleneksel Türk Mimarisi'nde oylumlara ışık almak amacıyla, "ayazlık" denilen açmalar şeklinde işlevsel bir mimari öğe olarak mevcuttur.

Günümüzde havalandırmanın modern araçlarla yapılması, pencerelerin yalnızca ışık ve manzara amaçlı kullanılabilmelerini de doğurdu. Ancak bazı geleneksel mimarilerde, pencereler başka amaçlarla da kullanılabiliyorlar. Bu "başka amaçlarla pencere kullanımı" Batı Trakya'da: "Manzaraya yönelmeme amacı" olarak karşımıza çıkıyor. Batı Trakya'da geleneksel mimarinin halen hüküm sürdüğü yörelerde, pencereler dışarısını görmek amacıyla kesinlikle kullanılmıyorlar. Yüksek harem duvarları (bahçe duvarları) ile çevrilmiş olan evlerin pencereleri tamamen hareme yönelmiş durumdadır. Manzara, harem ile sınırlandırılmıştır. Batı Trakya'da, yaklaşık olarak geleneksel tarzdaki Türk Evleri'nin %85'i tek katlıdır. Dış duvarlar sağır, masiftir. Nadiren bu masif duvarlarda havalandırma amacıyla açılmış ve göz seviyesinden oldukça yukarıda, en çok 50x50 cm. boyutunda pencerecikler de bulunabilir. Plan şemaları birbirine oldukça benzemektedir. Özde, Geleneksel Türk Evi'ne benzeyen, ancak bazı noktalarda ayrılıkları bulunan, kendine has bir mimari üslup oluşmuştur. Bu bağlamda, "Batı Trakya Geleneksel Türk Mimarisi" oluşumundan da söz etmemiz mümkündür.

Batı Trakya Geleneksel Türk Mimarisi'nde sokağa veya yola, sağır harem duvarları bakmaktadır. Bu evlerimizin geniş haremleri (bahçeleri) içerisinde, fırın, ahır, depo, tuvalet gibi mekânlar bulunmaktadır. Bahçe seviyesinden yaklaşık 80 - 100 cm. yükseklikteki "saçak" (sofa) ile odalara ulaşılmakta, saçaktan ulaşılan bütün odaların pencereleri de yine saçağa açılmaktadır. Bahçeden merdivenlerle ulaşılan saçağın sağ tarafında genellikle daha sonradan ilâve edilmiş pişirme evi veya mutfak bulunuyor. Genellikle de sol tarafta günlük oturma eylemlerinin gerçekleştirildiği ana yaşama mekânı bulunuyor. Bu pişirme ve yaşama odalarının aralarında da ailenin nüfusuna ve gereksinimlerine göre iki ile altı arasında değişen yatma ve diğer işlevler için odalar bulunuyor. Asıl vurgulamak istediğim, bütün bu bulunan odaların ışık almak, dışarısını seyretmek ve mekânı havalandırmak amacıyla oluşturulmuş pencerelerinin tamamen saçağa ve dolayısıyla hareme bakıyor olması. Dışarıya açılmış pencere bulunmamakta. Pencerelerin hareme ve kısmen saçağa açılmasıyla dış dünya ile ve çevre ile ilişkisi olmayıp içine kapanık (hareme dönük) yapılar meydana geliyor. Oysa yapıların hiç olmazsa ana yaşam mekânlarının pencerelerinin yola açılarak, bu mekânların yol ve çevre ile görsel ilişkilerinin sağlanması gerekmektedir.

Batı Trakya Geleneksel Türk Mimarisi'nde yapıların içine kapanıklılığı - hareme dönüklülüğü, bu yapıların içerisinde yaşayan insanların büyük çoğunluğunun karakterine de yansıyor. Dolayısıyla Batı Trakya Türk Azınlığı içerisinde hiç de azımsanamayacak sayıda insanımız; içine kapanık karakterde bireyler olarak yetişiyor. Veya kendi toplumunun dışına çıkmayan - çıkamayan, dış dünyasını ve dış bağlantılarını 8578 km² 'lik Meriç ile Karasu nehirlerinin arasındaki Batı Trakya topraklarıyla sınırlayan bireyler haline geliyor. Kim bilir belki de yıllardır dünyaya açılamayışımızın ve Avrupa Topluluğu mensubu ülkeler arasındaki en geri kalmış bölgelerden biri olmamızın nedeninde bir nebze bunun da payı vardır. Ancak hiç kuşkusuz ülkemiz yönetiminin geri kalmışlığımızdaki veyahut bırakılmışlığımızdaki payı tartışmasız olarak büyüktür ve yadsınamaz. Zaten dışarıya açılan pencereli olan yapıları yapmamıza imar izni mi veriliyordu da Türk insanı yapmıyordu? Burada Batı Trakya Türkünü yıllarca imar izni vermeyerek göçe zorlama politikalarını ve asimilasyon politikalarını bir yana bırakalım.

Batı Trakya'da pencerelerin hareme (bahçeye) yönlenmesinin veya dışarıya açılmamasının bana göre birçok nedenleri vardır. Bu nedenlerin doğru saptanabilmesi için yapıların yapıldığı dönemlere inilerek, o dönemdeki insanımızın psikolojisi ve o dönemin sosyolojik etkenlerinin incelenmesi gerekmektedir. Konuyu bu bağlamda ele alacak olursak; "penceresizlik" kavramının başında, mahremiyet olgusu, iklimsel özellikler, topografik özellikler gelmektedir. Fakat mahremiyet olgusunun, bu gün kısmen aşıldığını veya değişime uğradığını dikkate alacak olursak bugün mevcut yapılarda yaşama mekânlarından dış mekânlara pencerelerin açılmış olması gerekirdi. Dolayısıyla penceresizlik kavramına mahremiyet olgusu, payı olmasına rağmen ciddi bir şekilde etkimemiştir. İklimsel özellikleri ele alacak olursak, bugün Balkanların kuru soğuğuna kendini siper edebilecek çok da yüksek meblâğlarda olmayan ısı geçirgenliği düşük olan camlar üretilmektedir. Isıtma ve soğutma teknolojisindeki ilerlemelerin de bugün en ücra köşelere kadar ulaştığını göz önünde bulundurursak, "penceresizlik" kavramına iklimsel özelliklerin de doğrudan etkimediğini kolayca görebiliriz. O halde topografik özellikleri irdeleyecek olursak, dağlık bölgelerde pencerelerin daha küçük boyutlarda, daha aşağılardaki ovalara indiğimizde pencerelerin daha büyük boyutlarda, denize yakın bölgelerde pencerelerin daha da büyük boyutlarda veyahut tamamen şeffaf olması gerekmekte. Ancak geleneksel mimarinin hüküm sürdüğü Batı Trakya'nın birçok farklı topografik bölgesinde penceresizlik kavramının değişmediğini de rahatça görebiliyoruz. Dolayısıyla topografik özellikler de "penceresizlik" kavramına doğrudan etkimemiştir. Halen Batı Trakya'da iç mekânlar ile dış mekânların görsel bağlantılarının kurulmadığı yeni yapılar yapılabilmektedir. Bugün insanımız, pencerelerinin dışarısı ile görsel bağlantısı olmayan mekânları, modern mekânlara yeğleyebilmekte, dışarıya açılan modern ve sağlıklı pencerelerden güvenliğinin sağlanamayacağı kanısı ile vazgeçebilmektedirler. Bana göre penceresizlik kavramına, yani Batı Trakya'da pencerelerin dışa açılmamasındaki, en büyük etken Yunan yönetiminin yıllardır Batı Trakya Türk Azınlığı'na uygulamış olduğu sindirme ve asimilasyon politikalarıdır. Penceresizlik kavramı Batı Trakya Türkünün içine kapalılığını sembolize ediyor. Penceresizlik kavramı Batı Trakya Türk insanının kendisine, kendisinden başka kimseden fayda olmadığının mesajını veriyor. Penceresizlik kavramı Batı Trakya Türk insanının dış dünyaya güvenmediğinin ve kendisini güvende hissedebilmesi için duvarlarını adeta bir perde gibi çekerek dış dünyaya kapanıp, kendi içine döndüğünü anlatıyor. Penceresizlik kavramı iç savaşlardan, işgallerden, Türk insanına yapılan fanatik saldırılardan korunmasını ifade ediyor.

İşte sevgili dostlar; sıraladığım bütün bu etkenler Batı Trakya Türk insanını yıllardır kuşkucu olmaya itmiş, kendine güvensiz, içe dönük bireyler haline getirmiştir. İşte bu noktada penceresiz duvarlar kale görevi görüp, güzel insanımıza siper olmuştur. O sağır, masif duvarların ruhunda; yılların çekilen çileleri, güzel insanımızın ürkek yüreğinin atışları var. Bana göre bir tepkidir dış dünyaya açılmayan penceresiz duvarlar Trakya'nın Batısında... Uygulanan asimilasyon politikalarının da en güzel somut örneklerinden olup, sosyolojik olguların, mimariye yansıyıp, mimari detay ve öğeleri şekillendirişinin en güzel örneğidir.

Anlattıklarımı tekrar özetlemem gerekirse; Batı Trakya Geleneksel Türk Mimarisi'nde hareme açılan pencereler vardır. Harem de yüksek duvarlarla çevrili olduğundan dolayı, mekânlar kısmi ışık alırlar. Bu yüzden de evlerimiz çoğunlukla karanlık mekânlara sahiptirler. İşte bu yüzden sevgili dostlar biz aydınlığı özledik. İşte bu yüzden sevgili dostlar biz Trakya'nın Batısında ışığa, aydınlığa susadık. İşte bu yüzden sevgili dostlar yüreğimizi kandıra kandıra biz su değil; ışık, aydınlık içmek istiyoruz.

Ben diyorum ki, 2000'li yıllarda artık pencerelerimizi özgürce dünyaya açalım... Açalım ki; yüreklerin atışlarının gizlendiği o sağır duvarlarda açılacak pencerelerden, dünya gerçekleri öğrensin... Açalım ki; dünya bu pencerelerden çekilen acıları öğrensin... Açalım ki; dünya bu pencerelerden çekilen çileleri öğrensin... Açalım ki; bu pencerelerden dünya, her şeye rağmen yaşanan güzellikleri öğrensin... Açalım ki; bu pencerelerden dünya, Avrupa'nın göbeğinde, demokrasinin beşiği olan bir ülkede uygulanan eşitsizlikleri, ayırımları öğrensin... Açalım ki; bu pencerelerden dünya azınlığı, bizi öğrensin.... Açalım ki; bu pencerelerden dünya, türkü sesiyle Türk'ü öğrensin...

Pencerelerimizin dünyaya özgürce açılabilmesi dileğiyle...

Perspektif'te tekrar buluşmak üzere; sağlıkla, umutla, sevgiyle, kalın...

Sonnur Halil

 

DİĞER HABERLER
Türkiye’nin Yeni Gümülcine Başkonsolosu Aykut Ünal 15 Aralık Perşembe Günü Göreve Başladı
Gümülcine’deki Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’nun Tarih ve Yeri Otele Gelen Tehditler Üzerine Değiştirildi
Öğretmenler Günü Batı Trakya’da Kutlandı
Kadın Platformu’ndan “Sağlıklı Kadın Sağlıklı Aile”Konulu Panel
BTAYTD’nin İskeçe’de Yeni Şubesi Açıldı
Göynüklü’de Mahya Geleneği Yeniden Yaşatıldı
Türkiye’nin Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, “Barış Pınarı” harekatıyla ilgili bir makale yayımladı.
T.C. Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız Batı Trakya’da Coşkuyla Karşılandı
ÖĞRETMENİN SESİ DERGİSİ’NDEN “ÇOCUK KÜLTÜR ŞENLİĞİ”
RESİM VE ŞİİR YARIŞMASI
“Engelsiz Dünya’nın Güçlü Tanıkları”
Azınlık Etkinliğine Altın Şafak Saldırısı
T.C. Atina Büyükelçisi Kerim Uras: “Gönlümüz Sizlerle Birlikte”
Azınlık Okullarında Türkçe Kullanımına Kısıtlama
BTK Platformu Batı Trakyalı Öğrenciye Ödül Verdi

ETKİNLİKLER
"Batı Trakya’da Geleneksel Türk Yemekleri Tanıtımı ve Yarışması"
Öğretmenin Sesi Dergisi “Yunanistan’da Yaşayan Osmanlı Türk Eserleri” konulu bir fotoğraf sergisi"
Öğretmenin Sesi Dergisi Kompozisyon Yarışmaları
Öğretmenin Sesi Dergisi “Dil – Edebiyat – Sanat Sohbetleri"
SOSYAL PAYLAŞIM

İSTATİSTİKLER
Aktif Ziyaretçiler: 6
Ziyaretçi Sayısı
Dün: 2769 Bugün: 540
Toplam: 515477