Ölüm türküleri olan ağıtlar; insanoğlunun kötü kader ve ölüm karşısındaki üzüntü, telâş, korku ve heyecanının dua ve isyanlarla beddualarını, şikâyetlerini düzenli ve düzensiz söz ve ezgilerle anlatan feryatlarıdır.
Ağıtlar genellikle genç yaşlarda yaşama veda edenlerin arkasından yakınları tarafından söylenir. Batı Trakya'da ağıt ve ağıtçılık eski bir gelenektir. Ölen için söylenen methiyeler ta mezar taşlarına kadar taşınmaktadır. Cenaze töreni, okunan salâ, 7., 40. ve 52. gece duası ve mevlitler hep ağıt geleneğinin devamıdır.
Cuma gelir Perşembeden
Evde duramam bilmem neden
Toprak oldu güzel beden
Sana gelsem ferahlarım
Toprağını kucaklarım
Gazel oldu yapraklarım
Oğlum sen gitti gideli
Kara yazı ak olur mu
Silinir de pak olur mu
Dertli anan yok olur mu
Oğlum sen gittin gideli
Sensiz bir an duramazdım
Her geçenden soramazdım
Şiirini kendim yazdım
Oğlum sen gittin gideli
Kaynak Kişi: Mübeccel Ali Çavuş
Doğum yeri: Kalfa (Kalhas)
Derleyen: Gülsüm Aliçavuş
Erol'uma Ağıt ve Garip Erol'um adlı iki ağıt, Selânik yolunda trafik kazasında genç yaşta hayatını yitiren Erol Yemenici için annesi tarafından yakılmıştır.
EROL'UMA AĞIT
Erol'umun başına
Garip yazın taşına
Yavruları öksüz kaldı
Doyamadı genç yaşına.
Ana evlât birbirine kanamadı
Büküldü beli, gözyaşını tutamadı
Buna ağlar avare
Ana ağlar, ne çare.
Yavruların boynu büküldü
Ananın diz bağları söküldü
Öksüz koydun hepimizi
Ateşe yaktın evimizi.
Evimize kara duman bürüdü
Genç yaşlı cenazeye yürüdü
Yaradan seni aldı
İçimizde kapanmaz yara kaldı.
Zalim felek güldürmedi bizi
Bütün alem etti sözümüzü
Garip ana evlâtsız kaldı
Torunlarım babasız kaldı.
Yazımız karamış silinmedi
Ecel gelmiş bilinmedi
Selânik dönüşü evine eremedi
Baba yaralandı evlâdını göremedi.
Acımız çok büyük, evimize gelenlerden
Telefon edip acımızı paylaşanlardan
Allah razı olsun
Yavrum kabrin nur, mekânın cennet olsun.
|
GARİP EROL'UM
Selânik yolunda Azrail tuzak kurdu
Hain tır yavrumu kalbinden vurdu
Acı haber tez duyuldu her yana
Nasıl dayansın bu acılara garip ana
Ana - baba öksüzü garibim nur içinde yat.
Evin, evlâtların için gittin uzaklara
Genç yaşında yattın kara topraklara
Gariptin, boynun bükük büyüdün
Hiç gülmedin her derdini içine gömdün
Ana - baba öksüzü garibim nur içinde yat.
Küçüktün yaşın yedi idi bilemedin
Anam diye rahat rahat gelemedin
Garip anan seni göremedi kana kana
Bu çile de çekene böyle bitti
Ana - baba öksüzü garibim nur içinde yat.
Yollarını hep gözledim evlâdım diye
Taa ciğerimden yana yana özlerdim
Çaresizdim diyemedim kimseye
Kâğıt sırdaş kalem yoldaş oldu bana
Ana - baba öksüzü garibim nur içinde yat.
Sabır dedim taş oldum, her çileye baş oldum
Günler aylara eklendi yavruların özledi
Baba diye yollarını hep özlemle bekledi
Hayatımız bir roman oldu kaldı
Ana evlât hasretliği kanayan bir yara kaldı
Ana - baba öksüzü garibim nur içinde yat.
|
|
Annesi Ürke YEMENİCİ
|
"Ağlama Anne" isimli bu ağıt, geçirdiği bir rahatsızlık sonucu 32 yaşında yaşama veda eden Kalfa köyünden Mehmet Aliçavuş için yakılmıştır.
|
AĞLAMA ANNE
Komşularım sordu hastayım dedim
Ben ameliyat olmadan düzelmem dedim
Ağlaşmayın anneciğim talihsizmişim
Aranızda kardeşlerim, ömürsüzmüşüm.
Sabahleyin kalktım, doktor gelmemiş.
Benim ömrüm bitmiş kimse bilmemiş
Benim başım zaten baştan gülmemiş
Ameliyat masasına kendim uzandım
Yüzümün örtüsünü kefenim sandım
Başucumda doktorları Azrail sandım
Ameliyat masasında halı yayılı
Halı değil anneciğim kanım yayılı
Annem duyar ise düşer bayılır
|
İki oğlum kaldı incitmesinler
Benim öldüğümü bildirmesinler
Benim yavrularımı ellere dövdürmesinler
Eşim eşime benzer, eşim güllere benzer
Babam dülger olmuş tabutum düzer
Annem terzi olmuş kefenim biçer
Eşim deli olmuş gezer
Mezarımı kazın boylu boyunca
Yansınlar kardeşlerim bana kıyamet boyunca
Ağlaşmayın anneler talihsizmişim
Fani dünyada ömürsüzmüşüm.
|
Kaynak Kişi: Mübeccel Ali Çavuş
Doğum yeri: Kalfa (Kalhas)
Derleyen: Gülsüm Aliçavuş
|
|
İSTATİSTİKLER |
Aktif Ziyaretçiler:
10
|
Ziyaretçi Sayısı
|
Dün:
918
|
Bugün:
638
|
Toplam:
502784
|
|
|
|